Değerli Konut Vergisi Deneyimi ve Gayrimenkul Dünyası


2019 yılının aralık ayının başları, gayrimenkuller konusunda yeni bir vergi adını duyduğumuz günler olarak tarihe geçmişti. 5 Aralık 2019 tarihinde kabul edilip sonrasında yayınlanan torba kanun, değerli konut vergisi başlığını da içermekteydi. Torba kanun ile yapılan bu yeni düzenlemenin, değerli bir konuta sahip olan ya da olmayan herkesin gündemine girebilmesi ise, Kanun’un yayınlandığı tarihten hemen sonra, Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü’nce yapılmaya başlanılan tebligatlar üzerine gerçekleşebildi. Yeni verginin konusu, değeri 5 milyonu geçen taşınmazlar olduğuna göre, yapılan tebligatların muhatapları da spor dünyasından iş dünyasına, sanatçılardan siyasetçilere kadar “üst düzey gelire sahip” bir yelpazeyi oluşturmaktaydı. Zaten, verginin konusu ve içerdiği bütün sorunların gündemimize gelmesi de böyle bir “muhatap” kitlesine sahip olması yüzünden oldukça hızlı bir şekilde gerçekleşti.
O dönem, verginin konusunu oluşturan taşınmazların bir kısmının birden fazla sahibinin olduğu ortak mülkiyete sahip olmaları, bir kısmının ise mülkiyet hakkından sonra en geniş kullanım ve yararlanma hakkı olarak da tanımlabilecek intifa hakkı sahibinin olması, yüzbinlerce farklı tarafa, gerçek ve tüzel kişilere tebligatların ulaşmasını sağladı. Vergi konusu taşınmazların sahibi gerçek ve tüzel kişiler, bu kişilerin başvurduğu hukuk büroları ve avukatlar, kişilerin ve temsilcilerinin başvurduğu gayrimenkul değerleme şirketleri, gayrimenkul değerleme şirketlerinin saha araştırmalarında başvurduğu emlak aracıları ve sektör uzmanları, tebligatlara karşı yapılan itirazlar için çalışmalar gerçekleştirdi. Diğer taraftan kamu sektörü, değerleme ve tebligat çalışmalarının yanı sıra, gelen yüzbinlerce itirazın tasnifi ve değerlendirilmesi çalışmaları ile meşguldü.
Bir torba kanun ile hayatımıza giren bu yeni vergi türü üzerine tepkisel olarak yüzlerce köşe yazısı yayınlandı ve onlarca televizyon programı yapıldı. Sonuç olarak, yine bir torba kanun ile 14 Şubat 2020 tarihinde büyük oranda değişikliğe uğradı. Tebligatları yapan kurum olan Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünce belirlenen değerlerin kullanılamayacağı yönündeki değişiklik ile, vergi oranları ve muafiyet başlıklarında yapılan değişiklikler, göze çarpan ve yeni verginin ruhunu etkileyen önemli yaklaşımlar olarak karşımıza geldi.
Sonuç olarak, bir kamu kurumundan gelen tebligatlar, tebligatlara karşı yapılan itirazlar, itirazlar baz alınarak yapılan değerlendirmeler, açılan davalar ve yürütülen bütün süreçler boşa düşmüş oldu. Değerli konut vergisi, çoğu bölgede piyasa değerinin mislince düşük olan emlak vergisine esas matrahlar üzerinden ödenmesi gereken bir vergi haline geldi. Yeni torba kanun ile getirilen muafiyetler, konu olabilecek taşınmaz sayısını oldukça aşağılara çekti.
İçinde bulunduğumuz Şubat ayı, Cumhurbaşkanlığı tarafından bir erteleme olmaz ise, değerli konut vergisi kapsamında ilk beyannemelerin verileceği ay. Son olarak, Gelir İdaresi Başkanlığı 15 Ocak tarihinde “Değerli Konut Vergisi Uygulama Genel Tebliği” başlığı ile örnekleri de içeren bir tebliğ yayınladı.
Tebliğ ile yeniden gündeme gelen değerli konut vergisi, gayrimenkul sahiplerinin haklarını ve yükümlülüklerini takip etmeleri konusunun önemini bir kez daha bize hatırlattı. Hem hukuki hem teknik konuların sürekli takip edilmesi gerekliliği göz önüne alındığında, gayrimenkul yönetiminin alan uzmanlarından oluşan profesyonel yapılar tarafından yürütülmesi en sağlıklı çözüm olarak gözükmektedir. Bununla birlikte, demo.com, bu alanlarda güvenli ve güncel bilgi vererek tarafların haklarını ve sorumluluklarını bilmesine katkı sağlamayı amaçlayan, hatırlatmalar yapan ve kilit noktalarda uyaran yazıları içeren bir yapıda yeniden karşınıza çıkacaktır.
Gayrimenkulü olan ya da gayrimenkul yatırımı ile ilgilenen bütün tarafları, bizi izlemeye davet ediyoruz.